Günaydın,
Yeni başladım ya, uyanır uyanmaz aklıma ilk gelen blogum oldu.
Yalnız birkaç sorun var, bendeki gece ve gündüz arasındaki yaş farkı 20 ; sabah uyandığımda algıda düşüklük, gözleri açmada zorluk, düşünme kapasitesindeki düşüş ve sabah gerginliği had safhadayken, sabah yazmak pek hayırlı görünmüyor :)
Yataktan şöyle gerinerek ve gülümseyerek uyanmak nasıl bir duygu acaba? Hayaller prenses, gerçekler külkedisi misali telefonun alarmıyla bir uyanıyorum ki; neredeyim, hafta sonu mu, hafta içi mi, kursa mı, okula mı, kahvaltıda ne hazırlayayım, alarmı ertelemiş miyim, vakit var mı? gibi aklımda deli sorularla fırlamak !! Çoğumuz böyleyiz değil mi, değil miyiz, öyleyiz, öyle olmalı.... mı?
Gece çocuk ve eşi uyuttuktan (?) sonraki zaman harika. Gecenin sessizliği, evin dinginliği (dağınıklık hariç) ve kendime ait zaman dilimi. İster uyurum, ister örgü örerim, ister kitap okurum, ister 'kelimelik' oynarıma bir de ister blog yazarım eklendi. Kahveni eline alıp ne istersen yap saati. Yapım gereği kararsızlık hücrelerime işlemiş olsa da, birini seçip mutlu olmak güzel. Sabahları uyanmak kısmını da halledersek hayat daha bir güzel.
Kendim ediyorum, kendim buluyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder